Nasıl anlatsam bilmiyorum. Çok zorlanacağımı kestiriyorum. Sanki esefsiz. Sanki yarım aklımla bunu da öngöremiyorum. Orantılı her şey. Bütün aklımla, tam aklımla, yüzde yüz aklımla gülümsüyorum. Kendime güven sağladıktan sonra artık Doğu’ya el atabilirim sanırım.
Attım. Orada kaldı, orada acıdı. Elim bu benim, top filan değil. Hazır çay gibi. İçimliksiz. Yakışmıyor desem de pek itibar göremiyorum. Parmaklarım arasında boğum boğum bir boğaz sıkmak. Öyleyse daha basit. Bu daha bir bozar moralimi.
Oturup ağlayamıyorum. Kalakalıyorum. Yaşasın kalakalışım. Ne büyük bir özveri. Tutkunluk ve tutukluk arasında yetiştirilmiş hallerim. Yüz verilmeyen verilmeyen.
İç çamaşırlarımı kaldırırım ben de. Çekmecemde sıkılmasınlar. Yeterince ağlayamıyorum ben. Yargıya sunmalıyım herhalde kendimi. Cezasal mutabakat bu olsa gerek.
Hay aksi el ve Hay aksi alem.
Ek: Gargaradan su yutuyorum.